Отели Турции - Турция.Ру
     
 
  Турция.ру - Место под солнцем! Отдых в Турции!
 
 
 

Архивы форума Turkey.ru


   >> Диван: Архив
Архивы форума по Турции

nastena_smile
(Дока)
2006/06/25 14:28
еще стихотворения - перевод на инглиш  Это сообщение из Архива

ORHAN VELI KANIK
Uzakta Değilim

Öyle senden uzakta değilim
Görmesini bilsin gözlerin,bakışındayım
Belki sana senden yakın
Çarpan kalbinin her atışınıdayım...


I am not Far

I am not far from you
Your eyes shall know to look, I am in your looks
Perhaps closer to you than yourself
I am at every beat of your heart...

***************************************************************

ZUHAL OLCAY

Canım Seninle Olmak İstiyor

Nasıl oldu anlayamadım
Tanıştık
Birdenbire
Nedenini sorma boşyere
Seni kucaklamak geldi içimden
Kendimi tutamadım işte geldim yanına

Anladım sendin aradığım hayatım boyunca
Kim koşup açmaz hemen aşk kapıyı çalınca
Yalnız yaşamak zor beklemek ondan da zor
Çektiklerim artık yeter gel benimle ol
Mantık irade kuvvet
Sevince pek işlemiyor
Canım seninle olmak istiyor

İnanmazdım sevgiye
Gülerdim ben herkese
Derdim; insan kısmetini kendi bulur isterse
Oysa sözler ne kadar boş insan sevince
Kalbim sanki deli gibi seni görünce

Mantık irade kuvvet
Sevince pek işlemiyor
Canım seninle olmak istiyor


I Want to Be with You

I couldn't comprehend how, but
We met
Out of nowhere.
Don't ask me why, there is no point
I just wanted to hug you.
I couldn't help myself, and I came to you.

I see now, it was you I have been looking for all my life
Is there anyone who won't open the door when it's love knocking...
It is hard to live alone, but it is even harder to wait
I suffered enough, come and stay with me.
Reason, determination, strength...
They just don't work when you are in love
I want to be with you.

I used to not believe in love
I used to laugh at other people
I used to say, one will create his own destiny
But words are vain when you are in love
My heart goes crazy whenever I see you

Reason, determination, strength...
They just don't work when you are in love
I want to be with you.

***************************************************************
ÖZDEMIR ASAF

Aşkım

ne yere ne göğe ismini yazdım
senin ismini aşkım kalbime
YAZDIM...


My Love

I wrote your name neither on the ground nor on the skies
I wrote your name, my love
ON MY HEART...

***************************************************************
ORHAN VELI KANIK

Istanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.






I am Listening to Istanbul

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed:
At first there is a gentle breeze
And the leaves on the trees
Softly sway;
Out there, far away,
The bells of water-carriers unceasingly ring;
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;
Then suddenly birds fly by,
Flocks of birds, high up, with a hue and cry,
While the nets are drawn in the fishing grounds
And a woman's feet begin to dabble in the water.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
The Grand Bazaar's serene and cool,
An uproar at the hub of the Market,
Mosque yards are full of pigeons.
While hammers bang and clang at the docks
Spirng winds bear the smell of sweat;
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;
Still giddy from the revelries of the past,
A seaside mansion with dingy boathouses is fast asleep.
Amid the din and drone of southern winds, reposed,
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
A pretty girl walks by on the sidewalk:
Four-letter words, whistles and songs, rude remarks;
Something falls out of her hand -
It is a rose, I guess.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.
A bird flutters round your skirt;
On your brow, is there sweet? Or not ? I know.
Are your lips wet? Or not? I know.
A silver moon rises beyond the pine trees:
I can sense it all in your heart's throbbing.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

***************************************************************

AZIZ NESIN

Özlem

O denli o denli çok beklettin
Alıştırdın bekletmeye kendini
Çok zamanlar geçti de geldin
Senden çok seviyorum senin özlemeni


Longing

You made me wait so long, so long that
I got used to missing you
You came back after a long time
I now love longing for you more than I love you

***************************************************************
ÜMIT YAşAR OğUZCAN
Ben Sensiz Yaşayamam

Bırakma beni sevdiğim
Gidişine dayanamam
Hasret gözyaşlarımla
Kendimi avutamam
Dönerim dersin ama
Kadere inanmam
Bıraktığın anılarınla
Ben sensiz yaşayamam...


I Can't Live Without You

Don't leave me darling
I can't endure your absence.
I can't console myself
With tears of longing.
You say you'll return to me one day
But I don't believe in destiny.
After all the memories you left behind,
I can't live without you...

***************************************************************
CAN YüCEL

Eğer

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yasanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

İssiz bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!


If

It is not that important to leave and go
if it didn't leave gaps behind
that are impossible to fill.

Even the big separations are not that hard to endure,
if they were started at the best moment.

Crying is not something to be ashamed of,
if the tears are coming from the heart.

Stealing is not disgraceful,
if it is the heart of somebody that is stolen.

Love has nothing to be afraid of,
if one could get rid of all skins.

A known voice would not make one so upset,
if it was never heard.

The leakproof embraces would perhaps be forgotten more easily,
if they were not wrapped with passionate love.

The big hazel eyes would head to uncertainty as time passes,
if they didn't look so crazy.

It would perhaps be easy to forget the burning taste of a wet kiss,
if the heart did not press on the rib cage that hard.

The long night conversations could be replaced by something else,
if the last cigarette was not shared breath by breath.

It wouldn't snow even on the dreams,
if the fears had not wounded love in the battles.

Time, still as if it will never pass, would fly like an arrow,
if the one that's worth waiting for would come at the end.

Even the color of the hair in the dreams would fade away with time,
if their inexpressible smell had not stuck on the pillows.

Even that huge, that splendid end, death, would lose its meaning,
If everything worth living was already lived.

Loneliness would not be that unbearable,
If the final glimmer of hope had not faded away.

The spring sun perhaps would not heat this much,
if life did not start again after every loss.

It would perhaps not be necessary to smoke before breakfast,
if a giant wave of longing did not challenge.

Maybe the thin waist would remain in memories,
if even the shameless tea was not given in a thin-waisted glass.

Sleeplessness would not ruin that badly right after short naps,
if the silk skin to touch was not that far away.

Even a jobless home could turn to paradise maybe,
if it was heated by a warm smile.

Poems with the taste of aged wine would not feel as poor,
if there was someone to whisper them to.

It would perhaps not be possible to believe that every love hides a separation deep inside,
if it did not have on its calling card the label 'first degree perpetrator of so many separations'.

Daisies would not really look down,
if they did not have their shares from your betrayal.

Coasts would not surrender to solitude,
if you did not try to console yourself with aimless strolls on your own faint coasts.

I will be alone after you go.
and I am not afraid of being alone,
but what if I want to hold your hands...

Yes sweetheart,
Who would miss the smell of the sweat inside your palms,
who would want to lie along your thin fingers,
if these eyes had not witnessed a splendid period in their past!!

***************************************************************

AZIZ NESIN

Bağışla

Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya herşey bitmiştir çoktan
Ya hicbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Sevgiye on kala ölüme beş.


Forgive Me

Sometimes I come too soon
Like I came to this world
Or sometimes too late
Like I loved you at this age

I am always late for hapiness
I always go to misery too soon
Either everything has already come to an end
Or nothing has started yet

I am at a step of life that is
Too soon to die, too late to love
I am late again, forgive me my love
I am on the verge of love, but death is closer.

***************************************************************






Turkiye, seni s e v i y o r u m ...


Вся Ветвь
:АвторОтослано
*еще стихотворения - перевод на инглиш nastena_smile   2006/06/25 14:28
.*Re: еще стихотворения - перевод на инглиш Каравелла   2006/07/04 09:58

. | Moderator


 
 
YART.RU Copyright © 2001 Turkey.ru
Карта сайта | Контакты | Партнеры | Реклама на сайте

Идея сайта - VP
Дизайн - YART.RU